Şöyle bir dolaşıyorum.

Dışardan baktığında görünmez benimkisi. Öyle kendini bağıran hiçbir şeyi sevmediğim gibi, bunun da bir egzantiriğini seçtim. Mesela denize bakıyorsun ya uzaktan, kıpırtısız görünüyor, hava da güneşli, atlıyorsun koşa koşa suya. İşte ben atladığımda sevinç gösterisini dalgalanarak göstermeye başlıyor deniz. Şimdi sen denizi dalgalı diye yargılayabilir misin? Yeri gelince yüzmek yerine suda zıplamayı da sevmeye başlıyorsun.
Tabiatına aykırı olamayacağını yaşayarak öğreniyor insan. Savaşmayıp rahatlamayı, kendinin keyfini sürmeyi bilmek güzel. Bugün dünyanın neresinde yaşıyorum, ne dinliyorum, ne izliyorum, kimi okuyorum bilmiyorsun. Şarabımı kadehine doldurduğumda, odamdan çook uzaklarda gezinip dönüyorum yerime anın içinde. Hayıflanmakla bitmiyor artık bu seyirlerin sonu, çünkü güzelliğine eriyorum. Çünkü pür-i pak mutlulukların değil, dolu dolu nefesin öyküsüyüm ben.
https://soundcloud.com/rachmaninov-1/schubert-rosamunde-1?in=holofiralily/sets/my-classic-time
Yorumlar
Yorum Gönder