Tektipleştiremediklerimizden misiniz?

Mizaç :Huy, yaradılış, tabiat, karakter.
TDK mizacın tanımını yapmış. Yaradılış itibariyle, tabiatiyle dünyada ayrı genlerden ve çevrelerden gelen, çeşit çeşit milyarlarca insan yaşamakta. Bu da birbirinden farklı mizaçlar, özgün tarzlar demek. Teoride evet, peki ya pratikte?
Önce karar vericiler ve toplumsal yapı, ardından bilim uygulayıcıları tarafından kısıtlanmamış bir kitle varsa, o da muhtemelen ilkel bir kabile olabilir, kaldı ki; kabile kanunlarına uymayan mizaçların dahi türlü iyileştirmelere maruz kaldıklarını biliyoruz.
Neyin iyi, neyin doğru olduğuna önceden bizim yerimize karar vermiş ve çağı gereği hemen her arzusunu gerçekleştirmek için bin türlü kılıf uydurmuş olan modern toplum, prototipin dışına çıkar gibi görünenleri özenle tespit ve akabinde tecrit etmekte ustalığını konuşturuyor. Hedefe kestirmeden ulaşmanın yolu basit: "Pozitif Yaşam"a methiyeler düzmek ve resmin dışında kalanlara anten takarak garibanları uzaylılaştırmak. Bunu yaparken de net ve kolay anlaşılan tanımlar oluşturmak: Günümüzde "normal"insan; güleryüzlüdür, uyumludur, espri anlayışı gelişmiştir, eğlenmeyi ve eğlendirmeyi sever, kendisini ve yakınlarını korur, gerekirse hakkını savunmak için şiddete başvurmaktan kaçınmaz, işi işte bırakır, hayatın kısa olduğunu bilir, kalabalıkla hareket etmeye meyillidir, kendi gücünü sağlamlaştırmak için mümkün olduğunca geniş çevresi olsun ister, kafasını sorunlarla yormaz, ona dokunmayan yılan için biçtiği ömür uzundur. Tabiatı itibariyle,örneğin; pek gülümsemeyi sevmeyen ya da kendisini büyük gruplar içinde iyi hissetmeyen birinden zamanla törpülenmesi beklenir. Kendisini bu yönde "geliştirmeyen" birey, okulunda, iş yerinde, ailesinde, mahallesinde zamanla dışlanır ve yalnızlaştırılır. Döngünün kendisine sunduğu Psikoloji nimetinden faydalanmaktan başka çaresi kalmamıştır artık kurbanın.
Süreç dallanıp budaklandıkça,çocukluğun güzel bahçesine kadar hiç de uygun olmayan misafirler kabul eden "hasta", beyin kimyasıyla oynanırken bulur kendini. Daha mutlu, daha sakin ve daha güçlü olması için hormon takviyesine maruz kalır. Alışma evresini aştıktan sonra, istenen sonuca ulaşılmıştır. Gülen bir yüz, aslında tepkisizleşmiş ama görüntüde dengeli, aklı başında bir birey..ancak onu tam da o kişi yapan "mizac" ortadan kaybolmuştur. Hayatın amacı daha mutlu olmaksa, evet dış etkilerin zorlamasıyla daha mutlu olunmuştur.
Kanımca hayatın amacı daha mutlu olmak değil, daha çok varolmaktır. Varolmayı da sadece; kişinin kendi özbenliği, bireysel mücadelesiyle sağlayabilir.
Dopamin ve serotonin takviyesi her hüzünlü bakışa uygulansaydı, nice şairi, romancıyı, ressamı bugün tanımıyor olacaktık. Genel gecerden ayrılan bu ender değerler sayesinde, kültür sanat algısı genişliyor, ilerliyor.
Psikiyatri bir yanıyla ilaç sektörünü dimdik ayakta tutadursun, farklılığıyla varolan birey hala çekiciliğini koruyor. Varsın birileri türlü sıfatlarla tanımlasın, yafta yapıştırmaya devam etsin, hayatı yaşamak için geldiysek eğer, buradayız işte tüm renklerimizle...
http://www.youtube.com/watch?v=jA9fZJT8Ojs

Yorumlar

Popüler Yayınlar